günah

günah
[güna:h]
波́ is.
1. 罪过, 罪孽, 罪恶, 造孽: Allah günahlarını affetsin. 真主啊!宽恕他的罪孽吧!İçki, yalan, iftire muslümanlıkta günahtır. 饮酒、说谎、诽谤在伊斯兰教义中是罪孽。
2. 犯罪: Çocuğa eziyet etmek günahtır. 虐待儿童是犯罪行为。Kendi işledikleri günahı örtmek için kardeşlerimize bu kara lekeyi sürmek istediler. 他们为了掩盖自己所犯罪过, 就想往我们兄弟的脸上抹黑。
3. 转́ 责任: Ben ona gereken öğüdü verdim, günah benden gitti. 我曾给他以必要的忠告, 这事我没有责任。
◇ \günah çıkarmak 1) (基督徒向神父)忏悔 2) 转́ 坦白, 招供, 供认, 交待 \günah işlemek 造孽, 作孽, 作恶 \günah keçisi 替罪羊 \günah olmak 是犯罪, 是造孽: Bu kadar para vermek günah değil mi? 如此挥霍难道不是造孽吗?Kendi yaptığını başkasının üzerine atarsan hem ayıp olur, hem günah, burasını düşün, ona göre hareket et. 嫁祸于人是可耻的, 也是一种罪孽, 你可要三思而后行!\günaha girmek 造孽, 作孽, 作恶, 犯罪: Şaka bertaraf, insanın günaha gireceği geliyor. 别开玩笑了!这是在作孽啊!-i \günaha sokmak 使造孽, 使作孽, 使作恶, 使犯罪, 使误入歧途, 勾引, 教唆: Hareketlerinle beni günaha soktuğunun farkında mısın? 你不觉得你这么做是在勾引我吗?\günahı boynuna 我不管, 你(或他)去负责任吧: Günah boyuna; onun çaldığını söylediler. 大伙儿都说是他偷的, 与己无关。Günahı söyleyenlerin boynuna, derler ki, bu iki genç birbirlerini küçükten beri sevmişler de öyle nişanlanmışlar. 他们说: “不管人们怎么说, 这两个年轻人青梅竹马, 就这么定了婚。”\günahı kadar sevmemek 一点儿也不喜欢: Günahım kadar sevemedim o kızı … soğuk, sersem, tembel, terbiyesiz, görgüsüz. 我一点儿也不喜欢那姑娘, …, 冷漠、愚蠢、懒惰、粗野而又没有教养。\günahı üstüne 我不管, 你(或他)去负责任吧 \günah üzerinden atmak 嫁祸与人, 推卸责任 -in \günahına girmek 诽谤, 猜忌, 使背黑锅, 冤枉: Yanıldık; boş yere çocuğun günahına girdik. 是我们搞错了, 让那孩子无端地背了黑锅。-in \günahını almak 诽谤, 猜忌, 猜忌, 使背黑锅, 冤枉: Az kalsın fukaranın günahanı alacaktı. 他差点儿冤枉了那个穷汉。-in \günahını çekmek 遭报应: Bu çocuğa yaptığın kötülüğün günahını çekersin. 你虐待这个孩子, 会遭报应的。\günahını koklatmaz 一毛不拔的, 非常吝啬的, 吝啬鬼 \günahını vermez 一毛不拔的, 非常吝啬的, 吝啬鬼: O, insana günahını vermez; çok cimridir. 他一毛不拔, 非常吝啬。\günahlarından soyunmak 忏悔, 改过自新 \günahtır dememek 作奸犯科; 冒天下之大不韪: Adamın biri günâhtır dememiş, bir insan öldürmüş. 有一个人作奸犯科, 杀了人。

Türkçe-Çince Sözlük. 2014.

Игры ⚽ Нужна курсовая?

Look at other dictionaries:

  • günah — is., Far. gunāh 1) Dinî bakımdan suç sayılan iş veya davranış, vebal Bunu yapan günün birinde er geç bu günahın kefaretini ödeyecektir. H. Taner 2) Acımaya yol açacak kötü davranış, yazık Bu adama bu kadar eziyet etmek günahtır. 3) Sorumluluk,… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • günah — is. <fars.> 1. Dini əxlaqi normaların pozulması, dincə qəbahət sayılan iş (savab əksi). Səni mələk görəli yazmaz oldu eşqi günah; Vəli yazıldı, bu üzdən bəsi savab sana. F.. Əfv olur möminin cümlə günahı; Sənin də könlündən keçər, ağlarsan …   Azərbaycan dilinin izahlı lüğəti

  • GÜNAH — f. Cezayı gerektiren amel. Dine aykırı iş. Allah ın emirlerine uymayan hareket. (Bak: Kebâir Cünha)(Evet günah kalbe işleyip siyahlandıra siyahlandıra tâ nur u imanı çıkarıncaya kadar katılaştırıyor. Her bir günah içinde küfre gidecek bir yol var …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • günah işlemek — günah sayılan davranışta bulunmak Bedia yı terk edersem büyük bir günah işlemiş olacağım. P. Safa …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • günah benden gitti (veya gitsin) — ben görevimi yaptım, bundan sonrası için sorumluluk kabul etmem anlamında kullanılan söz Seni göreyim söyleyeyim dedim de günah benden gitsin! N. Cumalı …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • günah olmak — yazık olmak Bu mala bu kadar para vermek günah olur …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • günah — (F.) [ ﻩﺎﻨﮔ ] 1. suç, kabahat. 2. dinî suç …   Osmanli Türkçesİ sözlüğü

  • günah — f. bax: günəh …   Klassik Azərbaycan ədəbiyyatında islənən ərəb və fars sözləri lüğəti

  • günah keçisi — is. Sürekli suçlanan, her gelenin öfkesini ondan çıkardığı kimse …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • günah çıkarmak — 1) Hristiyanlar, Tanrı nın bağışlaması için papaza gidip işlediği günahları anlatmak 2) mec. kötü davranışlarını, suçlarını açıklamak, anlatmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • yazık günah — ünl. Büyük üzüntü ve kınama anlatan bir söz …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”